Derbeder Adam Uyanışı

7 Aralık 2009 Pazartesi § 0

Bildiğin günlüğüm olacaksın bugün bilog. Vurucam kırbacı sana. Dertliyim.

Şimdi efendim, son 2.5 seneyi evimde geçirdiğimi, evde olmadığımda da Ankara-İstanbul-İzmir arasında çılgın attığımı birçok yerde defalarca dile getirmişimdir. Tüm saatler, günler, haftalar benim anlayacağınız. Ama evdeyken yaşıyor muyum yaşamıyor muyum orası belli değil. Mesela bayram öncesinde tam 42 gün evden çıkmadım desem hanginiz inanır bana? İnanın ama, hakkatan öyle. Ekşından uzak, kendi hâlinde bir hayatım var özetle. -O değil, böyle deyip duruyorum boş beleş bir adam da sanmayın, sadece şu sıralar evde olmam gerekiyor, bu yani.-

Neyse, şuraya geleceğim; bu kadar boş vakti olan bir genç olarak elbet saat 11-12'de yatmıyor, asiliğin dibine vurup sabah beşlere altılara kadar nerede gereksiz iş var, onlarla uğraşıyorum. E o saatte yatan atam da öğleyin 12'den önce kalkmaz, kalkmasın zaten, alsın uykusunu bir güzel. Ben de öyle yapıyorum, kafama göre kalkıyorum yataktan. Bugün de 7'ye geliyordu yattığımda sabah. Ne var ki uyanmam üç saat sonra oldu ve öyle bir uyanmadır ki anında doğruldum yatakta. Oturdum öyle bir süre, "ulan ne oldu da kalktım böyle?" diye düşünüyorum. Uykum fazlasıyla hafif olduğundan o an duyduğum tek sese yordum sebebini. İki tane sinek nasıl vızıldıyorlar öyle, bir görseniz. Hele bir de gelip yüzüme müzüme değdilerse, kesin budur sebep diye düşündüm. Kalktım, gittim yüzümü yıkadım vs. Gitti artık uyku, belli.

Döndüm sonra odama. Bilgisayar koltuğuna oturdum ama açmadım bilgisayarı. O sessizlik hoşuma gitti. Bilgisayarımın fanı da sağolsun, uğultu manyağıdır kendisi. Açmadım o yüzden, dinledim sessizliği. Çok geçmedi, günün ikinci yerimden fırlamasını yaşadım 10 dakika içinde. Düşünün, en son geçen sene falan şaşırmışımdır bir şeye, o derece. Rüyam geldi aklıma sadece, bir şey olduğundan değil ama var ya, dağıldım resmen.

Ortaokuldaki matematik öğretmenimin evine gidiyoruz ben ve o zamanki en yakın iki arkadaşım. Büyümüşüz, adam olmuşuz, teşekkür mahiyetinde gitmişiz işte. Adam bizi görünce bayağı bi seviniyor doğal olarak. -Bundan 7-8 sene önce, biz okuldayken yaşlıydı çok, umarım hâlâ yaşıyordur, neyse.- Girdik biz eve, hoş sohbet falan güzel ortam oldu. Sonra tek bir cümle önce büyüyü, sonra da uykumu bozdu. Adam hemen yanındaki arkadaşıma dönüp beni göstererek "NE HARİKA HATUN AMA!" dedi. Cidden bu andan sonrası yok, anında uyanmışım. Ben ki kötü rüyalarla uyanan, uyansa da uykusu kaçan bir adam değilim. Nasıl bu kadar etkiledi çözemedim ama sinek falan hak getireymiş, öyle diyeyim ben size.

O değil, koca koca 4-5 paragraf yazmışım. Yazmaya karar verdiğimde "ulan 2-3 cümlede biter bu konu, başka birkaç şeyden de bahsederim" diyordum ama her zamanki gibi çok laf az iş oldu kendi adıma. Neyse, en azından o sıkıntı gitti içimdeki, rahatlamış oldum. Harbiden "sevgili günlük" oldu yalnız bu hahah.

**

Yukarıdaki karenin hangi filmden olduğunu hepiniz biliyorsunuz artık, söylememe gerek yok. Heh işte, hep Jim Carrey'nin o yataktan kalkma sahnesini yapmak istemişimdir. "Derbeder adam uyanışı" diyorum ben ona. Uyanılır, yataktan aşağı bacaklar salınır. Elleri yatağa dayayarak omuzlar hafif yukarı çıkartılır ve geceden kalınmış gibi bakan gözlerle odanın boş duvarı yaklaşık iki dakika seyredilir. Sonra da umarsız bir hâlde kalkılır ve lavaboya doğru hayattan bezmiş adımlarla yürülür. Budur ritüel. Filmi izlememin üzerinden neredeyse 5 yıl geçti ve o gün bugünmüş demek ki. Başardım. Teşekkürler sinekler, teşekkürler Atilla öğretmenim. Bana bu zevki tattırdınız ya, öl deyin öleyim.

What's this?

You are currently reading Derbeder Adam Uyanışı at ekseriyetle.

meta