Gerekirse "Sevgili Günlük" de Olursun Blog

3 Mayıs 2010 Pazartesi § 0

  • Her büyük bloggerın yaptığı gibi ben de bir süre blogumla ilgilenmedim, kafamı dinledim. Şaka şaka, ne yazacak bir şeyim ne de vaktim var bu ara. Çünkü afedersiniz ama yarrak gibi bir hayatım var. Ankara'dan ve hastaneden beri gelmez oldum. Yine de bir sürü boş vaktim oluyor ama o zamanlarda da sürekli dizi izliyor ve dizboyudizi'ye yazıyorum. Yeni projeler de geliyor önüme, değerlendireceğim artık.
  • Proje mroje yok tabii sallıyorum, olabilir de gerçi, nasip. Dizi ve spor izleyip sosyal medyalaşıyorum bol bol, başka hiçbir şey yaptığım yok. Facebook'un ardından Formspring de açtım. 2010, resmen uzun süredir atıp tuttuğum şeylerde geri adım atmamla geçiyor. Ki öyle böyle atıp tutmalar değildi bunlar, bilen bilir. Sonum pek hayırlı değil, hadi bakalım.
  • Gerçi şimdi de yazacak bir şeyim yok. Öyle haber vereyim dedim sadece. Çünkü bakıyorum büyük bloggerlar bir süre yazmadığında bir sürü mail alıyormuş "Neredesin, bir şey mi oldu?" diye. Ben şimdiden haber edeyim de "Düşünceli büyük blogger" olayım istedim. Şu ana kadar hiçbir mail almamış olmam elbet büyük bir blogger olmamam değil, izleyecilerimin çoğunun Twitter'dan, Tumblr'dan ya da Friendfeed'den arkadaşım olmalarından kaynaklı. Biliyorlar yani yaşadığımı. Babam okuyor bir de, onunla da aynı evdeyiz zaten. Nema problema.
  • Yarın sabah yine Ankara'ya uçuzluyorum bu arada, onu da söyleyeyim madem iyice günlüğe bağladık. Kara şahinimiz, biricik Doğan L'miz ile 7-8 saatlik road trip yapacağız babam ve Rohanlı dostum Süleyman ile. Perşembe günü işim hâllolur ise cuma sabah buradayım. Olmazsa küsküyü tutmuşum demektir, minimum bir hafta daha kalırım. Bu da bırak evinden, yatağından bile çıkmayan ben için kâbusun wikipediadaki anlamı olur. Hiç hoş olmaz, hiç güzel de olmaz tağam mı?
  • Benden blogger olmayacağını anlamam son zamanlara denk gelmedi elbette. Baştan beri biliyordum ama eğlenebileceğim ve içimi dökebileceğim bir yer aradığımda açmıştım ilk blogu ve bunu. Aslında blogum yokken de izliyordum şu an takip ettiğim birçok blogu. Sonra da klasik "Ben niye yazmıyorum lan?" tribiyle adım atmıştım blog işlerine.
  • Twitter'dan Seçmeler ve Top 3 serilerinde kalıyor aklım hep yazamadığım zamanlar. En azından onlara devam edeyim diyorum ama o da olmuyor bir türlü. Dediğim gibi, yarın gidiyorum. Bu cuma ya da diğer cuma döndüm döndüm, dönemedim Ankara'da olanlarınız Hacettepe Ortopedi'ye uğrayın, beni orada bulacaksınız. Orda da bulamadınız ve ay sonuna kadar falan blogu da boş görürseniz, mail atın lan allahsızlar! demek isterdim ama blogun hiçbir yerine mail adresi yazmamış olmam ayrı bir keşmekeş yaratmış. Hakikaten sonum hayırlı değil. Son demişken, cidden ay sonuna kadar gözükmezsem korkun, benden söylemesi. Alttan dumanlar yükseldi, fark ettiniz değil mi?
  • Selametle. Görsel mörsel yok tabii. Günlük lan bu ne görseli. Son olarak, benden size acısız bir intihar metodu: Devics - Push The Heart albümü. Üç defa üst üste, araya hiçbir öğün sokmadan kaktırın gitsin. Sonra beni hatırlayın. Öptüm.

What's this?

You are currently reading Gerekirse "Sevgili Günlük" de Olursun Blog at ekseriyetle.

meta